Zeytinyağında Asidite Nedir?

Zeytinyağında asidite terimi, yağın içindeki serbest yağ asitlerinin yüzdesini ifade eder ve bu da zeytinyağının kalitesini belirleyen en önemli kriterlerden biridir. Düşük asidite, yağın serbest yağ asitlerinin daha az olduğunu ve dolayısıyla daha kaliteli olduğunu gösterir.

Ancak, bu durum boğazda bıraktığı yakıcılıkla doğrudan bağlantılı değildir. Boğaz yakıcılığı ise zeytinyağının içerdiği polifenoller (antioksidan bileşikler) ve diğer biyoaktif maddelerle ilgilidir. Polifenoller, zeytinyağına acılık ve yakıcılık gibi duyusal özellikler kazandırır. Bu maddeler, zeytinyağının sağlığa faydalı olmasında da rol oynar.

Özetle:

Düşük Asidite: Zeytinyağında düşük asidite, yağın içerisindeki serbest yağ asitlerinin oranının düşük olduğunu gösterir. Bu, yağın kalitesinin yüksek olduğunu ve özenle işlenmiş taze zeytinlerden üretildiğini belirtir. Ticari olarak satılan sızma zeytinyağlarında bu oran genellikle %0,8’in altında olmalıdır. NEVA Olives gibi premium zeytinyağlarında ise bu oran %0,35 gibi çok düşük seviyelerdedir.

Boğazda Yakıcılık: Boğazda yakıcılık hissi, zeytinyağında yüksek polifenol içeriğinin bir göstergesidir. Polifenoller, zeytinyağının antioksidan özelliklerinden sorumlu bileşenlerdir ve insan sağlığına birçok fayda sağlar. Erken hasat edilen ve düşük asiditeye sahip zeytinyağları, genellikle daha yoğun bir yakıcılık hissi bırakır. Bu durum, yağın tazeliği ve sağlığa faydalı bileşenlerinin zenginliğini gösterir.

Bu nedenle, düşük asiditeli bir zeytinyağında yüksek polifenol seviyeleri varsa, boğazda yakıcı bir his bırakabilir. Yakıcılık aslında zeytinyağının sağlığa faydalı olduğunu ve doğru bir şekilde işlendiğini de gösteren olumlu bir özelliktir.

Not: NEVA Olives'in 0.35% gibi düşük asiditeye sahip olması yüksek kaliteye işaret eder. Eğer polifenol miktarı da yüksekse, bu yağın hem lezzetli hem de sağlığa oldukça faydalı olduğunu gösterir.